Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Nazmi KILIÇ


ZORLUK VE KOLAYLIK

İnsanların dünyaya gelişi imtihan vesilesiyledir. İmtihanın gereği olarak Allah kulunu bazen bolluk ve güzellik vererek, bazen de şiddetli sıkıntılara maruz bırakarak dener.


İnsanların dünyaya gelişi imtihan vesilesiyledir. İmtihanın gereği olarak Allah kulunu bazen bolluk ve güzellik vererek, bazen de şiddetli sıkıntılara maruz bırakarak dener. Yaşadığı olayları, Kuran gerçeklerine göre değerlendirmeyenler, karşılaştıkları zorluklar karşısında ne yapacaklarını bilemez, karamsarlığa kapılır, ümitsizliğe düşerler. Oysa Kuran´da Allah´ın bu konu ile ilgili olarak bildirdiği, ancak samimi bir imana ve teslimiyete sahip olan kulların görebildiği önemli bir sır vardır. ?Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.? (İnşirah Suresi, 5-6)
Yaşanan durum ne kadar zor ve içinden çıkılması güç gibi görünüyorsa da, Allah müminler için mutlaka o durumdan çıkmayı kolaylaştıracak, söz konusu zorluğu hafifletecek bir sebep yaratmıştır. Mümin sabrettiğinde ve sabrında sebat gösterdiğinde, tüm zorluklarla beraber Allah´ın kolaylık verdiğini görecektir. Nitekim Allah başka ayetlerinde de Kendisi´nden korkup sakınan kullarına yol göstereceğini, onları nim etlendireceğini ayetlerle müjdelemiştir.
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemez. Allah sonsuz merhameti, şefkati ve adaleti ile yarattığı her olayda hem bir kolaylık kılar, hem de her insanı gücüne göre denemelerden geçirir. Allah´ın insanlara emrettiği ibadetler, onları denemek için yarattığı zorluklar, insanlara yüklediği sorumlukların hepsi insanların gücü oranındadır. Bu iman edenler için bir müjde ve rahatlık, Allah´ın rahmetinin bir göstergesidir. ?Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiçbir haksızlığa uğratılmazlar.? (Mü´minun Suresi, 62)
İnsanların büyük bir çoğunluğu, dinin gereklerini yerine getirmenin hayatlarını zorlaştıracağını, onlara birtakım ağır sorumluluklar yükleyeceğini zannederler. Bu, şeytanın dinden saptırmak için insanlara verdiği bir vesvesedir. Allah´ın dinine uymak kolay olandır. Allah, iman eden insanlara zorlukların ardından kolaylık dilediğini bildirir. Ayrıca tevekkül ve kadere iman gibi dinin temel konuları, insanın üzerindeki tüm ağırlıkları, zorlukları, sıkıntı, hüzün veren tüm olayları kaldırır.
İslam ahlakını yaşayan bir insan için sıkıntılı, hüzün veya ümitsizlik veren hiçbir konu kalmaz. Allah, birçok ayetinde Kendisi´ne uyanları ve dinine yardım edenleri yardımıyla destekleyeceğini ve onları hem dünyada hem de ahi rette güzel hayat yaşatacağını vaat eder. Allah, bunun yanında dinine uyanları bu kolay olan yolda başarılı kılacağı sırrını da müminlere Kuran´da şöyle müjdeler: ?Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa ve en güzel olanı doğrularsa, Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.? (Leyl Suresi, 5-7)
Kuran´da bildirilen bu sırlardan anlaşıldığı gibi, Allah´ın dinine samimi olarak yönelen insan en başından başarılı olacağı, her iki dünyada kazanç elde edeceği bir yolu seçmiştir. İnkâr edenler içinse, tam tersi söz konusudur. Onlar da en başından kaybedilmiş, hüzün, mutsuzluk, kayıp dolu bir hayata sahip olurlar. Onlar inkâra karar verdikleri anda, hem dünyalarını hem de ahi retlerini kaybederler.
Allah her şeyin sahibi ve yaratıcısıdır. Elbette ki Allah´ın dostluğunu, yardımını, desteğini kazanmak bir insan için tüm güçlerin ve desteklerin üzerindedir. Kim Allah´ı dost edinir ve O´na teslim olursa, o insanın her iki dünyada çok büyük bir kazanç, güzellik içinde yaşayacağı, hiçbir olaydan, hiçbir insandan zarar görmeyeceği kesin bir gerçektir. Öyle ise, akıl ve vicdan sahibi her insanın, Allah´ın Kuran´da bildirdiği bu sırları kavrayıp, akılcı ve doğru olanı seçmesi gerekir. Her insanın bu açık gerçekleri anlayamamaları ise ayrı bir sırdır. Onlar ne kadar zeki veya kültürlü olurlarsa olsunlar, Allah onların akıllarını almıştır ve bu gerçekleri görmeleri engellenmiştir. Akıl ve gözdeki perdenin kaldırılmış olanlardan olmanız temennisiyle sağlıcakla kalın.