Zaman ve Namaz

Duvar yazılarında bazen anlamlı mesajlar görürüz. Camilerde de ayet ve hadislerin yazıldığı panolar vardır. Terme Garaj Camisi panosunda yazılı şu ibare dikkatimi çekti:
?Zamansız ölmekten değil, namazsız musallaya gelmekten kork.? (20.10.2018)
Üzerinde konuşmaya değer bir söz.
Allah´a ve âhiret gününe inanan kimse ölümden korkmaz. Her zaman ahirete hazırlıklıdır.
Peki, zamansız ölmekten kim korkar?
Yaşı henüz 50´yi geçmemiş olanlar ve inancı olmasına rağmen ahiret için hazırlığı olmayanlar. Öyleyse siz, siz olun; zamansız ölmekten korkan kimselerin durumuna düşmeyin. Asıl, namazsız musallaya gelmekten korkun.
Dikkat ettiniz mi bilmem, bütün İslâm âlimleri ve de vaaz veren hocalarımız hep ´namaz´ derler, namaz konusunu işlerler.
Peki; oruç, hac, zekat farz değil midir?
Elbette farz. Fakat hac ve zekat için zenginlik şartı var. Hac için bundan başka sağlık şartı da var. Namazın ise, terkini mubah kılacak bir durum yok. Zengine de farz, fakire de. Gence de mecburi, yaşlıya da. Hatta hastalara bile.
Üstat Necip Fazıl, bir şiirinde şöyle demiş:
?Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam;
Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam...?
Ne zaman gerekli ´4 inanmış adam´?
Cenaze namazı kılındıktan sonra. Yani burada da namaz var.
Namaz dinin direği, müminin simgesidir. Bir Müslüman´ın nasıl tanınacağı, Fetih Suresi 29.
ayette şöyle ifade edilmektedir:
?Müminlerin secde eserinin izleri, yüzlerinde görülmektedir.?
Burada da görüldüğü üzere müminin göstergesi, namazıdır.
Sokakta gördüğün bir kimsenin Müslüman olduğuna karar verebilmek için hacı olup olmadığını bilemezsin. Ramazan ayında açıktan yiyip içmiyorsa, oruç tutup tutmadığını anlayamazsın. Fakat namaz kılıyorsa, ?Bu bir Müslüman´dır? dersin.
Bu sebeple namaz ihmal edilemez. Zamanı girer girmez eda edilmelidir.
Son Durak
Cenaze namazı kılınmadan önce imamlar cemaate şu hatırlatmada bulunmayı görev sayarlar:
?İnna lillahi ve inna ileyhi raci´un.?
?Şüphesiz O´ndan geldik ve dönüşümüz yine O´nadır.? (Bakara, 156)
Ses sanatçısı Sinan Özen de bir türküsünde bu konuyu işlemiş:
?Ölüm dediğin nedir? Dalda bir kuru yaprak.
Bin sene de yaşasan, Son durak kara toprak.?
Her canlı ölümü tadacaktır ve her insanın son durağı kara topraktır. Kara toprağın düzenlenmiş durumuna mezar, mezarların bulunduğu yerlere de mezarlık denir. ?Kara toprağın düzenlenmiş hali? dedik ama ülkemizde mezarlıkların çoğu düzensizdir. Ya yolu yoktur ya da mevtalar bir düzen üzere mezarlığa konulmamıştır. Bazen bir yakınının kabrine ulaşmak için düzenli yol bulamazsın ve bir başka mezarın üzerinden geçmek durumunda kalabilirsin. Bazen de mezarlıkların gereksiz otlar,çöpler ve dikenlerle kaplanmış olduğunu görürsün.
Bir emekli öğretmen arkadaşım, geçen hafta şehre yakın köylerden birine cenazeye gitmiş. Mezarlığın düzensizliğinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi:
?Seyfi Hocam! Bu konuyu da yaz. Belediye dahilindeki mezarlıkları belediyeler, köylerdekini de muhtarlar ve ihtiyar heyeti bir düzene koysun. Yabancı filimlerdeki mezarlıkları görünce imreniyoruz. Bir makineden çıkmış gibi hepsi aynı hizada bir düzen içinde sıralanmış. Yolları düzgün ve temizlikleri yapılmış. Bizim mezarlıklarımız niçin temiz ve düzenli olmasın? Bunu yapmak çok mu zor??
Ben de buradan konuyu ilgililere duyurmuş olayım.