Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

B.Rahmi ÖZEN


TERMİK SANTRALLER VE TOPRAK HASTALIKLARI

TERMİK SANTRALLER VE TOPRAK HASTALIKLARI


Gökler ve yer bizim değildir, bize emanettir. Yeri, göğü, toprağı termik santralle kirletilmesine müsaade edemeyiz. Gelecek nesillere, gelecek yüzyıllara, bin yıllara, milyon geleceklere tertemiz, dengesi yerinde bir gökyüzü ve bir yeryüzü bırakmaktır Termeliye yakışan...

Zira Yüce Allah, bakınız ne buyuruyor:
“Göklerin ve yerin mirasçısı Allah olduğu halde, Allah yolunda siz niçin sarf etmiyorsunuz?”
“Göklerin ve yerin mirasçısı Allah`tır.” İbaresi çok manidardır, aziz Termeli kardeşim. O halde, biz göklerin ve yerin sahibi değil, emanetçileriyiz. O halde emanetçi, emanete hıyanet etmemeli, onu koruyarak sonraki emanetçisine tertemiz teslim etmelidir.

“Göklerde olanları da, yerde olanları da, Allah`ın bildiğini, bilmez misin?”
Yeryüzünde, gökyüzünde ve ikisinin arasında ne kadar yaratılmış varsa hepsinin Allah`ı tanıyıp bildiğini, saygıda kusur etmediğini, devamlı olarak kendi dillerince O`nu andıklarını, bakınız şu ilâhi mesajlarla nasıl dile getiriyor:

“Göklerde ve yerde olanlar, Allah`ı tespih ederler...”
“Göklerde olanlar da, yerde olanlar da, Allah`ı tespih ederler.”

İnsanın, izzet ve şerefi, onun yararına sunulan nimetlerle donanımı, hepsinden üstün kılınışı daha pek çok ayetlerle ifade edilmektedir. Tüm bu rızıklar, bu nimetler onun üstünlüğünün işaretidir. Ancak, insanoğlu, Allah`a karşı hemcinslerine karşı, tüm canlılara karşı iyi davranışlar içinde bulunursa...

“Yeryüzünde hepsi de aynı su ile sulanan toprak parçaları tek ve çok köklü üzüm bağları, ekinler, hurma ağaçları vardır. Fakat onları, şekil ve lezzetçe birbirlerinden farklı kılmışızdır. Düşünen kimseler için bunda ibretler vardır.”
“Yeryüzünde, rengârenk şeyleri de sizin için yaratmıştır. Bunda öğüt alan kimseler için ibret vardır.”

Göklerde olanlar, yerde olanlar O`nundur...”
Buraya kadar konumuzla ilgili ilâhî mektuplardaki mesajların ne denli önemli olduğu gerçeği; `insanoğlunun evi, barınağı, yatağı, döşeği, halısı` olarak tasvir edilen yeryüzünün, bu güzel dünya sarayının iyi kullanılması, insanın onu gözü gibi kollaması gerektiği gerçeği anlaşılıyor.

Yeryüzü; toprak, ağaç, yaprak, deniz insanoğlunun istifadesine sunulmuş varlıklardır. İnsanoğlunun buyruğuna sunulan bu varlıkları, sorumsuzca kullanma, Termik santral kurarak doğasal özelliğini bozma, kirletme ve türlerini tüketme gibi bir yetki verilmemiştir.

“Çardaklı ve çardaksız bağları inşa eden Allah`tır. Tatları çeşitli ekin ve hurmaları, zeytin ve narı yaratan O`dur. Ürün verdiği zaman ürününden yiyin, devşirildiği ve biçildiği gün de hakkını verin; israf etmeyin, çünkü Allah, israf edenleri sevmez.”

Termik santralle kirletilirse bu nimetler, Terme`yi terk etmemiz gerekmez mi aziz kardeşlerim?
Üzerinde yaşadığımız toprak, tüm doğal varlıkların evi, mekanı, yurdu, bahçesi, barınağıdır. Toprak, yaşamın temel kaynağı ve yenilenmesi bin yıl alan bir Allah hazinesi, bir nimettir. Kömürle çalışan Termik santraller, bu Allah hazinesini tahrip eder..

Toprağın kirliliği, biz insanlarla birlikte diğer canlıların umutsuzluğu, bedbahtlığıdır. Dahası ölümüdür.
Yaşadığımız çağa kadar, toprağın kendi kendini temizleyici özellikleri olduğu söz konusuydu. Gerçekten de yeryüzü kendini temizleyici özelliklere sahiptir. Ne var ki, o mübarek varlık, kömürle çalışan termik santralle kirletilirse kedini temizleyemez. Ve hatta temizlemek şöyle dursun varlığı tehlikeye girer.

Kömürlü termik santraller, topraklarımızın fiziksel ve kimyasal özelliklerini bozar. Toprağın yüzeyine ve içine karıştırılan her türlü katı, sıvı ve gaz halindeki zararlı atıklar, toprağa ilâhî Güç tarafından verilen özellikleri elinden alır...
Toprak, ölümcül hastalıkla karşı karşıya kalır.

Termik santraller, topraklarımızın verim gücünü ortadan kaldırır. Toprağına ve hayatına sahip çık aziz Termeli!